Osmanlı İmparatorluğu ve cumhuriyet döneminde yaşamış Türk şair, yazar ve bürokrat Süleyman Nazif (1869-1927) Arapça, Farsça ve Fransızca bilmekteydi. Basra, Kastamonu, Musul, Bağdat valiliklerinde bulundu. Döneminde birçok yetkili devleti soyup soğana çevirirken, hiçbir zaman hukuksuzluğa, talana, vurguna tenezzül etmedi. Vurguncu, talancı hiçbir idareciye boyun eğmedi. Dürüst ve şerefli bir şekilde görevini yaptı. Ömrünün son yıllarını mütevazi emekli maaşı ve gazete yazılarından elde ettiği gelirle geçirdi.
Birinci Dünya Savaşı sırasında, birçokları gibi Süleyman Nazif’ de geçim sıkıntısına düşmüş ve kömür ticaretine başlamıştı. O arada bir dostu, kendisine sitemli şekilde:
- Üstadım, sen yıllarca devletin üst makamlarında vazifeler gördün, valilikler yaptın. Bunun yanı sıra, memleketin önde gelen ediplerinden de birisin. Böyle basit işlerle uğraşmak sana yakışıyor mu? dedi.
Bunun üzerine hayatında hiçbir gayri meşru kazanç tevessül etmemiş Nazif ona şöyle cevap verdi:
- Azizim, bu harpten hiçbirimizin yüz akıyla çıkacağımızı zannetmiyorum. Hiç olmazsa benim yüzümün karası, kömür karası olsun, istiyorum!
Yorum Yazın