Ahmet Hakan

Ahmet Hakan

Mail: lsdkfld@hotmail.com

Temenniler ve gerçekler

BU seçimle ilgili en büyük şikâyetim şu:

*

Temenniler, gerçekleri ezim ezim eziyor.

*

Bundan önceki seçimlerde işler şöyle yürürdü:

*

Her şeye rağmen soğukkanlılığını koruyan analizler yapılırdı. Taraf olmayı seçmemiş uzmanlara rastlamak mümkündü. Anketçiler, sadece ellerindeki verilere yaslanırdı. Taraf olsalar bile objektif saptamalar yapmaktan milim sapmayanlar olurdu.

*

Yeni durum ise şöyle:

*

- Kanaat önderleri, öyle hırslı hale gelmiş durumdalar ki... Sadece ve sadece temennilerini dile getiriyorlar.

- Anketçiler, öyle taraf olmuş durumdalar ki... Verilerine şüpheyle yaklaşmak durumunda kalıyorsunuz.

- Gazeteciler ve ekran yorumcuları, öyle partizan oldular ki... Partilerin milletvekilleri bile daha gerçekçi bir pozisyonda.

*

Benim durumum şu:

*

Okumaya başladığım her siyaset ve seçim yazısını...

“Temennisini yazmış. Geç bunu, geç” diyerek okumadan atlıyorum.

KURŞUN ATA ATA BİTER

İYİ Parti binasına isabet eden kurşun olayı, şu anda “tartışmalı” durumda.

*

Akşener, devletin resmi anlatısını kabul etmiyor. “Partiye sıkıldı o kurşun” diyor. İktidar cephesi ise resmi anlatıya sahip çıkıyor. Polisin konuyu açıklama biçimini doğru kabul ediyor.

*

Olay, tartışmalı olduğu için...

Meral Akşener’in Meclis kürsüsünden elindeki kurşunları etrafa saçarak konunun üzerine üzerine gitmesi çok yanlış bir tercih.

Çünkü bu tercih, sağduyulu herkeste, “Kurşun olayından siyasi bir sonuç çıkarma gayreti içinde” duygusuna yol açar.

*

Tartışmalı bir durum olmadığında sergilenecek tavrı, tartışmalı bir durum olduğunda sergilerseniz...

Partinizin kaybettiği oyları toparlama çabası içinde olduğunuz düşünülür ve samimiyetiniz sorgulanır.

Temenniler ve gerçekler
 

MUHARREM İNCE’NİN ANITKABİR ÇIKIŞI

GÖRKEMLİ bir yürüyüş yaptı Anıtkabir’e Muharrem İnce... Yüz bin imzayı toplarken çekilen sıkıntıyı unutturdu. “Bot hesaplarla bu iş olmaz” diyenlere cevap verdi. Hem topuk selamı verdi hem Fatiha okudu.

*

Muharrem İnce konusunda kafam bayağı karışık benim. Bazen, “Bir şey yapamaz” diyorum, bazen “Galiba bir şey yapacak” diyorum. Dur bakalım ne olacak?

 Temenniler ve gerçekler

AK PARTİ’NİN ÖNÜNDEKİ ÜÇ YOL

BİR: Ya değerler siyaseti yaparak seccade türü olayların üzerine gidecek.

İKİ: Ya HDP/PKK olayını öne çıkararak karşı tarafı yıpratmayı deneyecek.

ÜÇ: Ya da icraat siyaseti yaparak “Onlar yapamaz, biz yaparız” diyecek.

*

AK Parti, bu üç yoldan hangisini izlemeli?

*

En iyisini kendileri bilir ama ben yerlerinde olsam üçüncü yolu tercih ederim.

Temenniler ve gerçekler

ÜÇ DÖNEM KURALI

AK Parti, üç dönem kuralını tavizsiz, çok sert, radikal biçimde uygularsa...

En verimli dönemlerinde önemli deneyimlere sahip kişilerin tümünü birden kaybetmiş olur.

Verim aldıkları, tecrübelerinden faydalanacaklarına inandıkları kişileri, bu kuralın dışında tutmaları şart.

KILIÇDAROĞLU RÖVANŞİST Mİ?

KILIÇDAROĞLU şöyle demiş:

*

“Rövanş alacağım, intikam alacağım. Benim ruhumda yok bunlar.”

*

Doğrudur. Kemal Bey’in ruhunda yoktur bunlar. Buna inanıyorum. Hem de yürekten.

*

Fakat etrafındakilerin, kendisini destekleyen gazetecilerin ve ekran yorumcularının, soldaki müttefiklerinin, tabanının, sosyal medyadaki taraftarlarının...

Ruhları “intikam” diye, “rövanş” diye öyle bir inliyor ki...

Sanırsınız ki darağaçlarını kurmak için odun hazırlığına girişmiş durumdalar.

*

Kemal Bey, bu konuda çok yalnız kalabilir yani.

TÜRK SİYASİ HAYATININ BANA ÖĞRETTİĞİ ŞEY

MİLLETVEKİLİ listelerine konan artistlerin, şarkıcıların, gazetecilerin, meşhurların, mankenlerin, Türkiye güzellerinin seçime etkisi genelde sıfır olmuştur.

Üstelik bu tipler, bir süre sonra partilerinin başına bela olmuşlardır.

*

Listeler belirmeden tüm partilerin bu gözlemimden yararlanmalarını dilerim.

SECCADE UZATMASI

İKTİDAR seccade konusunu kapatmış görünüyor. En azından ilk iki gün kadar üzerinde durmamaya başladılar. Yani konu söndü. Yani konu eskidi. Yani konu bayatladı.

*

Fakat gelin görün ki konuyu istemeden de olsa taze tutanlar var. Bakınız: Ahmet Davutoğlu. Çıkmış şöyle diyor: “Hadi Kılıçdaroğlu’nun dine saygısına inanmadınız. Aklını da mı kaybetti? Türkiye’de bir siyasetçi böyle bir şey yapar mı?”

*

Yarar sağlayayım derken zarar vermek... Hep söylerim: Akademisyenden iyi siyasetçi çıkmaz.

Temenniler ve gerçekler

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar