Mahmut Övür

Mahmut Övür

Mail: hygjh@hotmail.com

‘Türkiye’de her şey olursunuz ama rezil olmazsınız’

CHP'nin bundan sonraki yürüyüşü açısından belirleyici gözüyle bakılan İstanbul İl Kongresi bitti. Kongrede iki isim yarıştı: Cemal Canpolat ve Özgür Çelik. Biri genel merkezin, diğeri muhalefetin adayıydı. Seçimi 342 oyla Çelik kazanırken, favori gösterilen Canpolat 310 oyda kaldı.
Bu tablo uzun zamandır parti içinde sürekli karşı karşıya gelen "Kemalci- Ekremci" ayrışmasının bir devamıydı ve ilk kez açık açık Kemal Kılıçdaroğlu ile Ekrem İmamoğlu bir kongrede karşı karşıya geldi.
Aslında bu kongre her ikisi için de CHP'de var olup olmama kongresiydi. Bir anlamda kurultayı da etkileyecek bir işaret fişeği kongresi.
Çünkü Kılıçdaroğlu, adını açık açık vermese de İmamoğlu'na güvensizliğini şu sözlerle dile getirmişti:
"CHP'nin ilkelerine bağlı partiyi ileri götürebilecek ve 'geçmişi temiz biri' olsa yarın bırakırım."
İmamoğlu da Kılıçdaroğlu'yla gidilecek bir yerel seçimde "hüsran" yaşanacağını söylüyordu.
İşte İstanbul'da birinin "temiz olmamakla", diğerinin "beceriksizlikle" suçladığı iki görüş arasında gerilimi yüksek bir "kongre" yaşandı. Kongre süreci de sancılı geçti ki, Kılıçdaroğlu'na destek veren Cemal Canpolat, bizzat İmamoğlu'nun gözünün içine baka baka şöyle diyordu:
"CHP'lilerin başka partiler üzerinden işe girmesini içime sindiremiyorum. CHP delegelerini sırf size oy vermeleri için işe aldığınız bir dönemi kabul edemiyorum. Hiçbir belediye başkanımız, ne ilçe ne İBB; CHP kongrelerinde örgütü baskı altına alarak dizayn etmeye kalkamaz."
Canpolat'ın bu çıkışı günlerdir yazılan "delege borsası"nı ve İBB'de işe alımlarda kullanılan sözde "liyakat" yöntemini açıkça ortaya koyuyordu.
Gerçeğe değil de gerçeğin bir CHP'li tarafından deşifre edilmesine öfkelenen İmamoğlu ise şöyle tepki veriyordu:
"Bu denir mi ya? Allah'ım şov gibiydi ya. Ayıptır ya, rezil olduk millete. Türkiye izliyor bizi."
Bir kez daha Murathan Mungan'ın dediği gibi, "Türkiye'de her şey olursunuz ama rezil olmazsınız" sözü doğrulandı ki, onca ağır suçlamalara, parayla delege satın alma iddialarına rağmen delege tercihini değiştirmedi ve İmamoğlu'nun adayı Çelik'e oy verdi. Tabii bu arada genç ilçe başkanı Çelik'in hakkını da teslim edelim; hem çok sakindi hem de ilgiyle dinlenen siyasi bir konuşma yaptı.
Çıkan sonuçta delege borsası veya iş ayarlamaları mı etkili oldu yoksa bu konuşma mı ya da hepsi birden mi bilemem ama delegenin tercihi, İmamoğlu'nun genel başkanlık iddiasının önünü açmaya yetti.
Ayrıca, ablası Meral Akşener'le mevcut ilişkiyi sürdürmenin kapısı da aralanmış oldu. Bu durumda Akşener, "Her ilde kesin aday çıkartacağız" sözünden geri adım atıp "İstanbul istisna" derse hiç şaşırmam. Hatta Akşener'in bununla birlikte 4 Kasım'da yapılacak kurultayı beklediği ve ona göre İstanbul'da aday çıkartıp çıkartmayacağına karar vereceği de şaşırtmaz.
Daha önce, "İmamoğlu İstanbul İl Kongresi'ni alırsa genel başkanlığa da aday olur" diye yazdım. Artık bu rüzgârla genel başkanlığa mı gider yoksa önce İBB Başkanlığı sonra genel başkanlık mı der bunu da yakında görürüz.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar