Mahmut Övür

Mahmut Övür

Mail: hygjh@hotmail.com

Ukrayna krizi ve Türkiye

Ukrayna'da yaşananlar ABD'nin başını çektiği, AB'nin de içinde bulunduğu Batı sisteminin artık çözüm üretemediğini gösteriyor. Sovyetler'in yıkılmasından sonra dünyanın tek hâkimi havasına giren ABD, yeni bir dünya düzeni kuramadığı gibi ipleri de elinden kaçırıyor. Kaçırsın da.
Burada bilinçli bir tavır ve stratejik bir oyun mu var bilemem ama artık dünya şu gerçeği gördü: ABD, Ortadoğu'dan Kafkasya'ya, Pasifik'ten Ukrayna'ya dünyayı kaos ve kargaşa çıkartarak yönetmek istiyor. Bunu da birçok yerde gördük. En başta da Türkiye'de darbecileri, FETÖ ve PKK gibi terör yapılarını açık açık destekledi.
Afganistan'ı yüzüstü bırakıp kaçtı, Irak'ı perişan etti, Suriye'yi bilerek ve isteyerek kaosa sürükledi. Dağlık Karabağ meselesini 30 yıl sürüncemede bıraktı.
AB ise bütün bu süreçleri sömürgecilikten gelen konforuna gömülerek seyretti. Demokrasi ve insan hakları hassasiyetine bakmayın, bazı bölgelerde tıpkı ABD gibi sorunların kangrenleşmesine bile katkı sundu. Terörle, insanlığın yaşadığı derin acılarla ilgileniyor gibi yapsa da gerçek anlamda ilgilenmedi. Kendilerinin tetiklediği göç meselesinde bile sınıfta kaldı.
Bu da doğal olarak küresel sistemde büyük bir boşluk oluşturdu. Ancak, henüz bu boşluk doldurulmuş değil. Dünyanın merkezi Doğu'ya kaysa da Doğu'da bu küresel sistem boşluğunu dolduracak ne bir ülke var ne de ülkeler topluluğu. Dahası dünya bir yandan da küreselcilerin, "şirketler ve şehirler" üzerinden kuşatmasıyla karşı karşıya
İşte Rusya Devlet Başkanı Putin, bu zeminde ABD'nin çözümsüzlük siyasetini gördü ve boşluğu dolduran hamleler yaptı. Tıpkı Suriye'de olduğu gibi...
Ukrayna'da olanlar da farklı değil
Eğer Ukrayna'da Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın (AGİT) da bir parçası olduğu Minsk Protokolü'nün gerekleri yerine getirilseydi, Rusya bugün attığı adımları atabilir miydi?
O anlaşmanın sadece bir maddesini hatırlatmakla yetinelim:
"En geç 30 gün içinde Ukrayna Meclisi'nin 19 Eylül'de kabul edilen Donetsk ve Luhansk'a 'özel statü veren kanun' maddesi gereği karar alması."
Ukrayna yönetimi, tam 8 yıl önce 5 Şubat 2014'te imzalanan anlaşmanın sadece bu maddesini bile hayata geçirseydi bugün olanların hiçbiri olmazdı. Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski, bu anlaşmanın gereğini yapmaya niyetli olsa da ona içerideki aşırı milliyetçiler, onları kışkırtan Sorosçular ve ABD izin vermedi.
İşte bu kirli çabadır bugün dünyanın yaşadığı kaosun nedeni...
Bakın ABD'nin Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Linda Thomas Greenfield, BM Güvenlik Toplantısı'nda Putin'in açıklamasını değerlendirirken ne diyor:
"Bu eylemin sonuçları Ukrayna sınırlarının çok ötesinde hissedilecek. Başkan Putin, uluslararası sistemimizi test ediyor, kararlılığımızı test ediyor."
Peki, küresel sistemin siyasi kurumları ne yapıyor?
BM'nin hali ortada, hiçbir etkinliği yok. Rusya bu zafiyetten yararlanarak egemen ülkelerin sınırlarını zorlayan bir yolu açıyor. Ama ne yazık ki BM bu zemini düzeltmek için bir çaba harcamıyor. Bu tablo bir kez daha Başkan Erdoğan'ın o çarpıcı, "Dünya 5'ten büyüktür" itirazının haklı olduğunu gösteriyor.
Dünyanın yeniden şekillendiğini gören Türkiye, bir süredir izlediği otonom siyaseti devam ettirmeli, Ukrayna ve Rusya dahil bütün ülkelerle de "taraf" olmadan ilişkisini sürdürmeli.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar