Mahmut Övür

Mahmut Övür

Mail: hygjh@hotmail.com

VARAN 2: Kılıçdaroğlu-FETÖ kirli operasyonu

Neresinden bakarsanız bakın, yaşanan tam bir siyasi skandal. Günlerdir CHP ve FETÖ'nün el ele verip Muharrem İnce'nin çekilmesi için yapmadıkları rezillik kalmadı. Kendi deyimiyle sahte dekontlar, cipler, olmayan bacanaklar, fotoğraflar ve İsrailli bir porno sitesinden alınan görüntülerle tam bir itibar suikastı yapıldı.
Artık İnce dayanamadı mı yoksa taktik mi yaptı göreceğiz, ama şimdilik seçime iki gün kala şu açıklamayı yaptı:
"Bu atılan iftiralara, Saray'a giden CHP'liden başlayarak 'Saray'dan para aldı, çekilemez' diyenlere, bu alçaklığı yapanlara sesleniyorum: Bu sahte dekontlardan, görüntülerden çekindiğim yok. 45 gündür direniyorum.
Adaylıktan çekiliyorum. Türkiye'ye üçüncü seçenek önerdim. Bir kanal açmaya çalıştım. Bu kanalı başaramadık. Bahaneleri kalmasın."
Enteresan bir hamle, siyaset adına üzüntü verici olsa da, "dayanamadı" ve "dik duramadı" diye eleştirilse de işin arka planında başka bir gerçek olduğu da çok açık. Buna ayrıca değineceğim ama bu olay Kılıçdaroğlu'nu CHP'nin başına taşıyan ilk kaset komplosunun bir devamı...
Hatırlayın, 2010'da yine bir mayıs günü CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a da benzer bir kaset komplosu düzenlenmişti.
Kılıçdaroğlu da o kasetle CHP Genel Başkanlığı'na geldi ve bir iki kişi dışında kimsenin de sesi çıkmadı. Daha ilginci, Baykal da geri adım atıp istifa ederken Pensilvanya'ya selam yolladı. Oysa bu kirli operasyonun arkasında Pensilvanya vardı ve işareti de daha 2008 yılında İsveç merkezli Silk Road Enstitüsü yazdığı bir raporla vermişti. Bu enstitü, bugünlerde de Başkan Erdoğan düşmanlığı yapan Amerika'nın önde gelen düşünce kuruluşu Foreign Policy ile yakın işbirliği yapan bir kurum.
Rapor açık açık şunu söylüyordu:
"Deniz Baykal istifa etmek zorunda bırakılır..."
Öyle de oldu. Ama ne yazık ki bu raporu gördükleri hâlde ne Baykal, ne Kılıçdaroğlu ne de bu rapor üzerine kitap yazan Onur Öymen"Ne oluyor?" diye tepki koymadı. Defalarca yazdım, sadece Yılmaz Ateş gibi bir iki CHP'li dışında isyan eden olmadı. Onlar da hemen partiden ihraç edildi
Şimdi de Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecinde devreye bir kaset operasyonu sokuldu.
İşin arkasında da yine ABD ve aparatı FETÖ var.
Bunu da açık açık İnce söyledi:
"Bunu FETÖ'cüler yapıyor. Ne kadar kaçak FETÖ'cü varsa yurtdışında saldırıyor. Her gün bir iftira var."
Tabloya bakar mısınız? Herkesin gözü önünde CHP medyası, sanatçıları İnce'ye saldırıyor, FETÖ de onlara paralel kirli bir operasyon yürütüyor ama ne CHP'lilerden, ne Atatürkçülerden ne de sol aydınlardan ses çıkıyor. Dahası Kılıçdaroğlu sanki bütün bu kirli operasyonla ilgisi yokmuş gibi ondan yararlanmak için hemen harekete geçip İnce'yi, 7'li koalisyona davet ediyor.
Bu nasıl bir ruh hâlidir anlaşılır gibi değil. Siyasi tarihimiz bu kadar pervasız, bu kadar açık bir ABD- FETÖ- Kılıçdaroğlu operasyonuna tanık olmadı.
Bu operasyon da, tıpkı CHP'yi iktidar yapmak için düzenlenen Baykal komplosu gibi işe yaramayacak. İnce'nin çekilmesine CHP'li troller sevinse de süreci kirleten bir operasyona yol açtıkları için tam tersi bir sonuçla karşılaşmaları şaşırtıcı olmayacak. Büyük ihtimalle İnce de bu gerçeği gördüğü için çekildi. Kılıçdaroğlu'nun kaybettiğini, kendisinin de istediği oyu alamayacağını gördü ve azgın azınlığın "günah keçisi" aramasının önünü kesti.
Nefret kusan CHP trolleri, bu gerçeği ancak 14 Mayıs akşamı anlayacak...

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar