Yahudi Soykırımı’nın tarihteki başka katliamlarla karşılaştırılmasına öteden beri sert tepki gösterilir.
Tepki gösterenler, Yahudi Soykırımı’nın benzersiz olduğunu söylerler.
*
Bu görüşü savunan Alman tarihçi Eberhard Jackel, şöyle diyor:
*
“Nazilerin Yahudileri katletmesi benzersizdi.
Çünkü daha önce hiçbir devlet, sorumlu liderinin yetkisiyle...
Yaşlılar, kadınlar, çocuklar ve bebekler dahil olmak üzere belirli bir insan grubunu mümkün olduğunca bütünüyle öldürmeye karar vermemiş, bunu ilan etmemiş ve ardından bu kararı devletin elindeki tüm güç araçlarıyla uygulamaya koymamıştı.”
*
Alman tarihçinin tarif ettiği katliam, İsrail’in şu anda yaptığı katliama ne kadar da benziyor değil mi?
*
O halde şöyle söylemenin tam sırası:
*
Artık Yahudi Soykırımı, biricik ve benzersiz değil. Çünkü İsrail’in Gazze’de yaptığı, Yahudi Soykırımı’nın eşsiz bir benzeridir.
*
NOT: Yazıdaki alıntı, T24’te Eray Özer’in yazdığı makaleden alınmıştır.
BERLİN SOKAKLARINDA HAYKIRILAN SLOGAN
Berlin’de Filistin yanlısı gösterilerde İngilizce şu slogan atıldı:
*
“Free Palestine from German quilt.”
*
Anlamı şu:
*
“Filistin’i Alman utancından kurtarın.”
*
Almanlar geçmişteki suçlarından utanıyor diye Filistin bedel ödüyor demek istiyor bu sloganı atanlar.
*
“Bir konunun slogan haline gelmesi, herkes tarafından bütünüyle anlaşıldığının bir göstergesidir” derler eski tüfekler.
OFİS AÇMAK EŞİTTİR ÇOK HIRS YAPMAK
Eskiden milletvekili olamayan siyasetçilerin ilk yaptıkları iş, Ankara’da yazıhane açmak olurdu.
Kulisler o yazıhanede dönerdi. Buluşmalar o yazıhanede gerçekleşirdi. Hizipler o yazıhanede oluşturulurdu.
*
Yazıhane açmanın yeni adı ofis açmak oldu. Ama işlev değişmedi.
*
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ankara’da ofis açması, hırsının boyutlarını göstermesi açısından çok manidar.
*
“Gideyim torun seveyim” demiyor, “Bir kıyı kasabasına yerleşeyim” demiyor, “Benden geçti artık” demiyor, “Parti içinde bile yenildim” demiyor, “İstenmiyorum artık” demiyor.
Ofis açarak topun yeniden ayağına gelmesini bekliyor.
*
Ne kadar yanlış tanımışız Kemal Bey’i. Bu ne hırsmış böyle vay arkadaş.
KEDİM SEKTER’İN GARİPLİKLERİ
Tam bir İstanbul beyefendisidir Sekter. Papyon kravat takmadan Beyoğlu’na çıkmaz. Ayrıca tam bir temkin kumkumasıdır. Önüne çok sevdiği bir yiyecek konduğunda bile yemeden önce en az kırk kere düşünür.
GÜZELLİK MERKEZİ
Şu sıralar güzellik merkezi açmak...
Yürek yemek gibi bir şey.
ÜŞÜRKEN MIRILDANDIKLARIM
- Sonbahar diye bir mevsim vardı. Ne oldu ona?
- Dün tişört giyiyordum bugün palto. Vay ki vay.
- Şömineli bir mekân mı bulsam?
- Yağmurdan önce lapa lapa kar geldi, iyi mi?
- Şişli soğuğu, Erzurum soğuğunu döver.
- Botlarım neredeydi? Bulamıyorum.
- Kombiyi hafif açmıştım, sonuna kadar açsam mı acaba?
- Benim gibi bir kışçı için bile bu kadarı fazla abi.
BİNDE ÜÇ İLE 10 VEKİL KAZANMA DEVRİ BİTSİN
YÜZDE 50 artı 1 sisteminin yol açtığı sorunlar saymakla bitmez ama en büyük sorun şu:
*
Binde üç bile alamayacak kişiler, parti kurup sazana çıkıyorlar. Kafa kola aldıkları liderlerden 10, 15 milletvekili koparıyorlar.
*
Köprü satmaktan bile daha uyanıkça olan bu dolandırıcılık yönteminin artık son bulmasının vakti geldi de geçiyor bile.
KAFAMA TAKILAN O SERSEM SORU
Kafaya takacak başka mevzu kalmamış gibi üç gündür şu soruya cevap arıyorum:
*
“Bihter” filminde Farah Zeynep’in annesini canlandıran Hande Ataizi, anne gibi mi duruyor abla gibi mi?
*
Lüzumsuz konulara kafayı takan biri olmak... Allah düşmanıma vermesin.
ÖLMEDEN ÖNCE GÖREBİLECEĞİNİZ EN SAÇMA EYLEM
BİZDEKİ sanat sepet tayfanın bile düşünemeyeceği bir eylem bu. Yeşil ve Sol Parti bile “Bu kadarını da yapmayalım artık” der.
Eylem şu:
İsrailli kadınlar, Hamas rehineleri bıraksın diye yoga yapmışlar.
*
Meşrubat döküp portakal bıçaklayanları bile aratır bu eylem. Rehineler görse “Aman Hamas, bırakma bizi” diye haykırır.
Yorum Yazın