Durdu Güneş

Durdu Güneş

Mail: durdugunes@hotmail.com

YAZILARIM ÜZERİNE BİRKAÇ NOT

Yazılarımı batının ve doğunun düşünürlerinden sözlerinden ve anekdotlarından örnekler vererek zenginleştiririm.

Bazı arkadaşlarım bunu batı düşüncesini yücelttiğim ya da uzak doğu dinlerini doğruladığım anlamında eleştiri konusu yapıyor. 
Herkes fikri beslenme kaynaklarına göre bir bakış açısı oluşturur, sonraki meselelere onunla bakar. Dolayısıyla herkesin bir cetveli olur, ona göre ölçer. Yine herkes dünyaya kendi penceresinden bakar. Kişilerin subjektif doğru ve gerçeklerini ben yanlışlayamam. Kişilerin subjektif doğru ve gerçeklerinin farkına varmayıp bunu mutlak ve objektif gerçekmiş gibi algılamaları çatışmaya yol açar. Çatışmacı bir mizacım yoktur. Herkesin subjektif gerçeklik ve doğruluğuna saygı duyar, onu değiştirmeye çalışmaktan ziyade ben sadece olaylara bakış açımı izah edebilirim.

Eleştirilerin gelenekçi din anlayışından kaynaklandığını biliyorum. Geçmişte kutsanan dini önderlerin sözlerinden ve menkıbelerinden örnekler verip oradan dışarı çıkmasam sorun olmayacak. Asıl sorun geçmişte yaşayan ve kutsanan kişilerle onların eylemlerini, sözlerini iman derecesinde kabul etmemizden kaynaklanıyor. Onlara iman etmemiz gerekmiyor. Onlar sadece bir bilgidir. Bilgi ise izafidir. İman tartışma kabul etmez ama bilgi her zaman tartışmaya açıktır. Çünkü bilgi zamana şartlara, kişilere, olaylara göre değişir. Geçmişte yaşanan ve doğru olan bir düşünce, fikir ve söz şartlar değişince yanlış hale gelebilir. Örneğin emek merkezli üretim biçiminin olduğu ve emeğin sömürüldüğü dönemde komünizm çok doğru bir yaklaşımdı. Ancak arkasından gelen makine merkezli üretim ve sonrasında da bilgi merkezli üretimle birlikte komünizm hep yanlışlanmış hem de yaşama şansı bulamamıştır. Geçmişteki geleneğe iman derecesinde bağlanmayıp bilgi olarak ele aldığımızda geçmişteki yanlışları görmemiz, uzlaşı içinde sorunları tartışmamız mümkün olabilir. Ancak geçmişin kişilerine, bilgilerine iman derecesinde bağlanırsak, hiç bir sorunu çözemediğimiz gibi aynı sorunları tekrar tekrar yaşarız.

Din Allah'ın bireylere görevlerini anlattığı kurallardan oluşur. İlim elde etmek ve üretmek insana özgü olup Allah'ın görev verdiği, teşvik ettiği ve serbest bıraktığı bir alandır. Din sadece ilmin insanlara faydalı olmasını öğütler. Peygamberimiz “Faydasız ilimden Allah’a sığınırım” demiştir. Serbest bırakılan ilim alanını dinle doldurmaya çalışmak hem dine zarardır hem de ilme zarardır. Niye yaşadığımız çağda dünya çapında  entellektüel, düşünür ve bilim adamı çıkaramıyoruz? Bunun arkasında yatan sebebin  serbest bırakılan ilim alanını dinle hapsetmeye çalışmamızdan kaynaklandığını düşünüyorum. Geri kalmanın en önemli nedenlerinden biri budur. İnsana özgü olan ilmin doğusu batısı olmaz. Olsa olsa insanlığın yararına veya zararına olup olmadığı tartışılabilir. İnsanlığın yararına olan her ilim Allah'ın emrettiği, teşvik ettiği ilimdir. Dini açıdan muteberdir. 

Günümüzde kullandığımız hayatı kolaylaştıran teknoloji, bilimin ürünüdür. Batının veya doğunun yani Müslüman olmayan toplulukların ürettiği her teknolojiyi kullanmakta hiç bir sakınca görmeyen kişilerin o teknolojinin altında yatan bilim ve düşünceyi yadsıması analitik olmayan bir düşüncedir.

Doğru iman sahibi olmanın yolu da ilimden geçer. İlim sahibi olmak ve ilmi üretmek ise  Allah'ın insana verdiği irade ve aklı ona serbest kıldığı alanlarda kullanmasıyla mümkündür.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar