Mevlüt Tezel

Mevlüt Tezel

Mail: dfdklggl@hotmail.com

Yerli Beckham mı doğuyor?

Almanya karşısında sergilediği mükemmel futbol ve attığı enfes golden sonra A Milli Futbol Takımı'nın genç yıldızı Kenan Yıldız, İtalya'da da gündem oldu.
Kenan'ın, takımı Juventus'ta neden az süre aldığı tartışılıyor ve Serie A'da oynayacağı Inter maçında ilk 11'de başlaması bekleniyor.
Almanlar da kaçan fırsata yanıyor! Kenan'ın Bayern Münih altyapısında yetişmesine rağmen Juventus'a bedelsiz gitmesine ve Alman Milli Takımı'nı tercih etmemesine üzülüyorlar.
Annesi Alman, babası gurbetçi bir Afyonkarahisarlı olan Kenan, Almanya doğumlu.
Kenan'ın yakışıklılığı da sosyal medyada gündem oldu ve şöyle yorumlar yapıldı:



 "Maşallah! Milli takımda uzun zamandır böyle yakışıklı görmemiştik."
 "Kızlar futbol hiç barbar sporu değil ya!"
 "Aniden futbol izlemeye başladım kızlar, izlemesi zevkli gibi geldi."
 "Sana denk gelinmez, senin için çabalanılır."
Özetle Arda Güler sakatlıklarla boğuşurken 18 yaşındaki Kenan Yıldız futbolumuzun yeni yıldız adayı oldu birden.
Eğer sosyal yaşamında ve ilişkilerinde iyi bir kariyer yönetimi sergilerse, tecrübeli bir menajerle çalışırsa Kenan Yıldız'ın yerli David Beckham olma şansı bile var.
Tabii Beckhamvari bir kariyer için önce sportif başarılar gerekiyor.

***


BELÇİKALILAR ÜÇ GÜN İZİN İSTEMEDİ
Beş gün yerine dört gün çalışma sistemini ilk deneyen ülkelerden olan Belçika'da çalışanlar isterse ve işverenle anlaşırsa haftalık 38 saat olan çalışma süresini beş gün yerine dört günde tamamlayabiliyor.
Bu imkanı değerlendirebilenler 3 gün hafta sonu izni yapabiliyor veya fazladan oluşan bir günlük iznini hafta içinde kullanabiliyor.
Yeni yapılan araştırmaya göre ise bu süreçte Belçika'da çalışanların sadece 200'de 1'i haftalık mesaisini dört günde bitirerek kalan üç günde izinli olmayı tercih etti.
Ve kasım ayında çalışanların sadece binde 52'si dört gün çalışmayı denedi.
Dört günde fazla mesai yapıp üç gün izinli olmak kulağa hoş geliyor ama Belçika'da evdeki hesap çarşıya uymamış.
Bunun nedeni olarak da iş akışının bozulduğu veya işlerine zarar verdiği gerekçesiyle şirketlerin beş gün yerine dört günlük mesaiye sıcak bakmamaları gösterildi.
İkinci neden ise çalışanların uygulama hakkında çok fazla bilgi sahibi olmamaları veya bu tür çalışma taleplerinin işveren tarafından reddedileceğini düşünerek talepte bulunmamaları.
Dört gün fazla mesai yapmak da zor gelmiş olabilir. Başka nedenler de olabilir. Örneğin haberle ilgili yorumlardan biri şöyleydi: "Bir pazar eşimi çekemiyorum, üç gün tatilde tımarhaneye yatırırlar beni."
"Araştırma kesin Belçika'daki Türk işveren ve çalışanlar üzerinde yapılmıştır" yorumuna çok güldüm.
Avrupa'daki haftalık çalışma saatleriyle karşılaştırdığımızda biz Türkler çok çalıştığımızın farkında bile değiliz!

***


DOKTOR, DOKTORU BIÇAKLARSA...
Aksaray'da Şifahane Mahallesi'nde aynı apartmanda ikamet eden Çocuk Doktoru M.D. (34) ile Üroloji Doktoru N.A.K. arasında, araç parkı yüzünden tartışma çıkmış.
N.A.K., aracında bulunan bıçakla Doktor M.D.'yi göğüs bölgesinden yaralamış. Yaralı hastaneye kaldırılmış, saldırgan doktor da gözaltına alınmış.
İkisi de okumuş insan, hem de doktor!
Demek ki, eğitim de bazen şiddete çare olmuyor.



Dikkat ediyor musunuz; araç park yeri yüzünden birçok kavga yaşanıyor, cinayet işleniyor.
Bu soruna daha önce de değindim; Türkiye'de planlamasız şehirleşme olduğu için otopark sorunu çığ gibi büyüyor.
Sadece İstanbul, İzmir, Ankara'da değil doktorların birbirini bıçakladığı Aksaray'da bile otopark kavgası yaşanıyor.
Yıllarca binalar otoparksız yapıldı. Her daire için en az 1 otopark zorunluluğu, daha yeni iki yıl önce yürürlüğe girdi. Maliyeti yüksek olduğu için kapalı katlı otopark yapan belediye sayısı da az!
Otopark fiyatları da çılgınca arttı. Herkes otopark ücretini karşılayamıyor ama trafiğe dahil olan araç sayısı sürekli artıyor.
Özetle; ülkemizde insanların uğruna birbirini öldürdüğü, yaraladığı otopark diye ciddi bir sorun var.

***


DEPREM RİSKİNİ UNUTTUK!
6 Şubat'ta Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremlerden sonra tüm Türkiye'de binaların yapı denetimine olan talep artmıştı.
Hatta dayanıklılık testi için randevu almak bile zorlaşmıştı.
Şimdi ise talepte büyük bir düşüş varmış.
Örneğin Karadeniz Teknik Üniversitesi'ne göre Trabzon'da talepler yüzde 90 seviyesinde düşmüş.



Aslında başta İstanbul olmak üzere birçok ilde binaların yapı denetim taleplerinde büyük düşüş var. Bunun birçok nedeni var.
Toplum olarak balık hafızalı olduğumuz için ilk şoktan sonra deprem riski de zamanla unutuluyor ya da görmezden geliniyor.
Ayrıca devlet desteğine rağmen birçok insan evsiz kalmaktan korkuyor.
Çünkü bina çürük çıktığında mühürleniyor ve belli bir süreden sonra yapının boşaltılması isteniyor.
İnşaat maliyetleri de sürekli artıyor.
Müteahhitler az kar getiren kentsel dönüşümlere girmiyorlar.
Bazı semtlerde binanın yenilenmesi için daire başına 3-4 milyon TL isteniyor. Bu parayı herkes veremiyor vs.
Böyle bekleyerek, kentsel dönüşümleri erteleyerek de çözüme ulaşamayız!
Bakalım yeni Kentsel Dönüşüm Yasası nasıl etki yaratacak?

***


GÖNDERECEĞİZ AMA PARAMIZ YOK!
Nijerya Futbol Federasyonu Dünya Kupası Elemeleri'ndeki kötü performansına rağmen milli takım teknik direktörü Jose Poseiro'yu görevden alamayacaklarını açıkladı.
Bunun nedeni sorulunca NFF yetkilisi Nse Essien, "Üzüntü verici ve çok tehlikeli bir durumdayız. Tazminat ödeyecek paramız olmadığı için görevden alamıyoruz" dedi, iyi mi? Çok güldüm bu habere ve bizim Futbol Federasyonu'nun tazminat zengini yaptığı teknik direktörler geldi aklıma!
Sanki kendi paralarıymış gibi bol keseden para dağıttılar başarısız teknik direktörlere!

***


Altyazı
"Gençlik muhteşem bir şey ama maalesef gençlerin elinde heba olup gidiyor." (Kuru Otlar Üstüne)

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar