Durdu Güneş

Durdu Güneş

Mail: durdugunes@hotmail.com

BİRAZ HÜZÜN

Her gün “Biraz Tebessüm” başlıklı yazılar paylaşıyordum. İzmir depremi olunca tebessüm hüzne döndü. Paylaşılacak bir şey kalmadı acıdan başka.
Bir yandan hayat devam ediyor ama diğer yanda felaketin doğurduğu acılar hepimizi etkiliyor. Hepimiz insanlık ailesinin bir üyesiyiz. Dünyanın neresinde olursa olsun, ister insan kaynaklı isterse doğa kaynaklı olsun, insanlar bir acı, bir dram yaşıyorsa o hepimizi etkiliyor. Tolstoy’un bir sözü var. “"Acı duyabiliyorsan, canlısın. Başkalarının acısını duyabiliyorsan, insansın”
Merhamet dediğimiz şey empati kurmak, başkasının acısını hissedebilmek ve o acıyı azaltmak için elimizden geleni yapmaktadır.
Her geçen gün sanallaşan dünyada empati de bundan payını almaktadır. Sosyal medyada her olay için hazırlanan konservatif mesajları paylaşmak sanal bir tatmin duygusu yaşatmaktadır. Mesajlar ise bir iki gün içinde sanal alemin çöplüğünde kaybolup gidecektir. Ama acılar ve dramlar sanal değildir. Yaraların bizzat sarılması gerekir. Her felaket sonrası teselli için söylenen hemen akabinde unutulmakta, kulaktan üfürülen sahte şifalı sözler yürekteki acıları gidermemektedir.
Çocukken ezberlediğimiz bir tekerleme vardı. “Damdan bir kurbağa düştü. Mezar taşına şu yazıyı yazdılar. Damdan bir kurbağa düştü. Mezar taşına şu yazıyı yazdılar. Damdan bir kurbağa düştü. Mezar taşına şu yazıyı yazdılar…..”Tekerleme bu kısır döngü içinde devam ederdi. Şimdi her depremden sonra hep aynı şeyleri konuşuyoruz. Deprem geçtikten sonra unutuyoruz. Sonra deprem oluyor. Yine aynı şeyleri konuşuyoruz. Sonra yine deprem oluyor. Einstein meşhur sözü var. “Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar beklemek aptal insanların işidir.”
Doğadaki olaylar neden sonuç ilişkisi içinde açıklanır. Akıl ve bilim bu ilişkiyi çözerek felaketlere karşı tedbir almamızı sağlar. Eğer siz neden sonuç ilişkisi yerine Allah’ın gazabı ya da rahmetini ikame ederseniz, o zaman bilim devre dışı kalır ve sizin bir şey yapmanıza gerek kalmaz. İnsan sadece başına gelecek felaketlere katlanmak, bunu kader görmek ve dua etmek dışında bir şey yapamaz. Bu yanlış bir din anlayışıdır ve her depremde yine bu tatsız tartışmalar yeniden yaşanır.
Doğanın yasalarını  bilmeyip kulak ardı ettiğiniz gibi üstüne üstlük kendi koyduğunuz yasaları bile sürekli imar affı, imar barışı adı altında devre dışı bırakıyorsanız, felaketi kendi elinizle çağırıyorsunuz demektir.
Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara (1941-2013)  sürekli “Deprem öldürmez bina öldürür.” “Deprem öldürmez tedbirsizlik öldürür.” “Deprem öldürmez sorumsuzluk öldürür.” Derdi. Biz onun bu sözlerini unuttuk. Doğa kanunları kendi kanunlarını unutmazlar. Ders almadığımız zaman felaketi tekrar tekrar yaşatırlar. Sözü bir İngiliz Atasözüyle bitirelim.  “Kötü hava yoktur, yanlış giyim vardır." 

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar